Avukatlara GBT Uygulaması: Hukuki Boyut ve Uygulama Alanları
Giriş
Genel Bilgi Taraması (GBT), emniyet güçlerinin şüpheli gördükleri veya kimlik kontrolü yapma yetkisine sahip oldukları kişilerin kimlik bilgilerini sorgulama işlemidir. Bu sorgulama sırasında kişinin adli sicil kaydı, arama kaydı, yakalama kararı gibi bilgilere ulaşılabilir. Avukatlara GBT yapılması ise, uygulamada sıkça tartışılan ve hukuki zemini merak edilen bir konudur. Bu makalede, avukatlara GBT yapılması konusundaki yasal düzenlemeler, uygulamanın sınırları, eleştiriler ve yargı kararları detaylı bir şekilde incelenecektir.
Hukuki Dayanak
Avukatlara GBT yapılmasının dayanağı, genel olarak Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) ve diğer ilgili mevzuattır. PVSK'nın 4/A maddesi, polise kimlik sorma yetkisi vermektedir. Bu maddeye göre polis, "görevini yerine getirirken, kişilerin kimliğini sorabilir". Ancak bu yetkinin sınırsız olmadığı, belirli şartlara bağlı olduğu ve keyfi uygulamalara yol açmaması gerektiği de vurgulanmaktadır.
- PVSK Madde 4/A: Bu madde, polise kimlik sorma yetkisi verirken, bu yetkinin kullanılma şartlarını da belirler. Kimlik sorma, ancak "görevini yerine getirirken" ve "makul bir sebep" çerçevesinde yapılabilir.
- Anayasa: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 13. maddesi, temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla ve ölçülülük ilkesine uygun olarak sınırlanabileceğini belirtir. Avukatların da diğer vatandaşlar gibi temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu ve bu hakların keyfi müdahalelerden korunması gerektiği unutulmamalıdır.
- Avukatlık Kanunu: Avukatlık Kanunu, avukatların görevlerini serbestçe ve bağımsız olarak yapabilmelerini sağlamak amacıyla bazı güvenceler içerir. Bu kanun, avukatların mesleki faaliyetleri sırasında kimliklerinin sorulmasını ve aranmasını belirli şartlara bağlamıştır.
Uygulama Alanları ve Sınırları
Avukatlara GBT yapılması, uygulamada farklı şekillerde karşımıza çıkabilmektedir.
- Rutin Kontroller: Emniyet güçleri tarafından yapılan rutin yol kontrolleri veya toplu taşıma araçlarındaki kimlik kontrolleri sırasında avukatların da GBT'si yapılabilmektedir. Ancak bu kontrollerin keyfi olmaması, belirli bir amaca yönelik olması ve ayrımcılık içermemesi gerekmektedir.
- Şüpheli Durumlar: Eğer bir avukat hakkında somut bir şüphe varsa (örneğin, bir suç işlediği yönünde ihbar varsa), emniyet güçleri GBT yapma yetkisine sahip olabilirler. Ancak bu durumda da şüphenin somut delillere dayanması ve ölçülülük ilkesine uyulması gerekmektedir.
- Adliye Girişleri: Bazı adliyelerde, avukatlar da dahil olmak üzere tüm giriş yapanların GBT'si yapılmaktadır. Bu uygulama, güvenlik gerekçesiyle yapılmakta olup, uygulamanın hukuki dayanağı ve gerekliliği tartışmalıdır.
Eleştiriler ve Tartışmalar
Avukatlara GBT yapılması, özellikle mesleki faaliyetleri sırasında sıklıkla eleştirilen bir uygulamadır.
- Mesleki Bağımsızlığın İhlali: Avukatların mesleki faaliyetleri sırasında sürekli olarak GBT'ye tabi tutulması, onların müvekkilleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve mesleki bağımsızlıklarını zedeleyebilir.
- Keyfi Uygulamalar: Uygulamada, bazı emniyet güçlerinin avukatlara keyfi olarak GBT yaptığı ve bu durumun avukatların taciz edilmesi anlamına geldiği yönünde şikayetler bulunmaktadır.
- Ayrımcılık: Avukatlara yönelik GBT uygulamalarının, diğer vatandaşlara kıyasla daha sık yapılması, ayrımcılık olarak değerlendirilebilir.
Yargı Kararları
Avukatlara GBT yapılması konusunda yargı kararları da bulunmaktadır. Bu kararlarda, GBT uygulamasının hukuki sınırları ve ölçülülük ilkesi vurgulanmaktadır.
- Anayasa Mahkemesi: Anayasa Mahkemesi, bazı kararlarında, temel hak ve özgürlüklere yönelik müdahalelerin ölçülü olması gerektiğini ve keyfi uygulamalardan kaçınılması gerektiğini belirtmiştir.
- Danıştay: Danıştay, emniyet güçlerinin yetkilerini kullanırken hukuka ve ölçülülük ilkesine uygun davranması gerektiğini vurgulamıştır.
Sonuç
Avukatlara GBT yapılması, hukuki zemini tartışmalı olan ve uygulamada farklı şekillerde karşımıza çıkan bir konudur. Emniyet güçlerinin kimlik sorma yetkisi bulunsa da, bu yetkinin keyfi ve ayrımcı bir şekilde kullanılmaması, ölçülülük ilkesine uygun olması ve avukatların mesleki bağımsızlıklarını zedelememesi gerekmektedir. Bu konuda daha net yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulamanın belirli standartlara bağlanması, yaşanan tartışmaları ve mağduriyetleri azaltacaktır. Avukatların bu konudaki haklarını bilmeleri ve hukuki yollara başvurmaları, keyfi uygulamaların önüne geçilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.